Kurban Bayramı, gönülleri birleştiren, paylaşmanın en yoğun yaşandığı, sevdiklerimizle bir araya geldiğimiz özel bir zaman dilimidir. Ancak Ankara’da bu yıl yaşanan Kurban Bayramı, pek çok kişi için alışılmışın dışında bir deneyim sundu. Başkent'in caddeleri, meydanları ve parklardaki kalabalıklar, bu yıl çok daha sakin ve sessiz bir manzara sergiledi. Peki, Ankara sokakları bu bayramda neden bu kadar boş kaldı? Bu sorunun yanıtını aramak için şehirli bireylerin alışkanlıklarını, pandemi sonrası değişimleri ve Bayram ruhunun yansımalarını derinlemesine incelemek gerekir.
Kurban Bayramı, köklü bir gelenek olarak aileler arasında birlikteliği, yardımlaşmayı ve toplumsal dayanışmayı pekiştirir. Fakat, son iki yıl içinde yaşanan Covid-19 pandemisi, bu geleneklerin şekil almasına sebep oldu. Pandemi sonrası bazı insanlar, kalabalık alanlarda bulunmaktan kaçınmaları gerektiğini düşünerek bu bayramda daha izole bir kutlama yapmayı tercih etti. Ailelerin küçük gruplar halinde bir araya gelerek yemekte buluşması, park ve meydanlarda geçirilen kalabalık saatlerin yerini aldı. Özellikle sosyal medyanın etkisiyle, daha güvenli görünen açık hava etkinlikleri yerine, aile evlerinde kutlamalar öne çıktı.
Ankara’da sokakların boş kalmasının bir diğer önemli nedeni, birçok kişinin memleketlerine gitmeyi tercih etmesi oldu. Kurban Bayramı, pek çok Türk ailesi için, yılın belirli dönemlerinde yaşadığı akraba ziyaretlerinin yoğunlaştığı bir zaman dilimidir. Ankara, büyük bir göç alanı olduğundan, burada yaşayanların çoğu, bayram günlerinde memleketlerine, ailelerine dönmeyi tercih etmektedir. Bu durum, şehirdeki yaşam alışkanlıklarını etkileyerek, bu yıl Ankara’da sokakların neden daha az insanla dolup taştığını açıklamakta önemli bir faktördür.
Bir diğer etken ise, ekonomik koşulların Kurban Bayramı’nı nasıl etkilediğidir. Uzun süren ekonomik belirsizlikler, birçok aile için bayram harcamalarını minimumda tutma isteği doğurdu. Kurban kesiminden ziyade uzak akrabalara hediye gönderme alışkanlıklarının artması, birçok kişinin kutlamalarını basit ve sakin bir şekilde geçirmesine sebep oldu. Aile bireylerinin birbirine sapasağlam bağlarla bağlı olduğu bu dönemde, şehirlerdeki esnaflar da bayram alışverişlerinde gözle görülür bir azalmanın etkisiyle yüz güldürücü gelirler elde edemedi. Bunun yanındaki sosyal etkileşimlerin azalması, şehirlerin bayram havasını da etkilemiş oldu.
Sonuç olarak, Kurban Bayramı’nın geldikçe Ankara’nın caddelerinde ve sokaklarında yaşanan bu sessizliğin ardında, yalnızca bireysel tercihler değil, aynı zamanda pandeminin etkisi, ekonomik koşullar ve sosyal alışkanlıkların değişimi de bulunmaktadır. Bu yıl, belki de önümüzdeki yıllardaki Kurban Bayramları için bir dönüm noktası olacak, insanların alışkanlıklarının nasıl şekillendiğini ve sosyal yaşamlarına nasıl yansıyacağını bize göstermiş oldu.
Gelecek bayramlar için umut, sosyal etkileşimlerin artışı ve geleneklerin yeniden canlandığı bir dönem olmasıdır. Ancak bu süreçte sosyal medya, teknoloji ve bireysellik gibi unsurların etkisiyle oluşan yeni normların da göz önünde bulundurulması gerekiyor. Unutulmaması gereken, geleneklerimizin ve bayram coşkusunun sıklıkla çevremizdeki değişikliklere bağlı olarak evrim geçirebileceğidir.